8 Ekim 2009

21 AYLIK KUZULAR



21 aylık kuzular

  • ark yatakların fermuarlarını açtık artık kendileri girip çıkıyorlar
    P
  • Bu hafta sonu müzik sınıfına başlayacaklar, oyun grubu denedik ama hafif geldi kendilerine, müzikte daha iyi odaklanacaklarını umuyorum
  • Parka gitmeyi çok seviyor, kaydıraktan kendi başlarına kaymaya bayılıyorlar
  • Mama sandalyelerini bırakmak üzereyiz (kontrol etmek daha rahat olsa da) bizim oturduğumuz sandalyelere oturmak istiyorlar artık.
  • Ben pantolon giydirmek istiyorum onlar elbise giymeyi seviyorlar
  • Ak kuzu çi.şini söylüyor yavaş yavaş lazım.lığa oturmaya başladık, kara kuzu yaptıktan sonra söylüyor.
  • Artık küsmeye de başladılar, geçen gün ikisi de uzun bir süre yüz vermedi bana, kızdırmıştım çünkü…
  • İşten eve döndüğümde ikisi aynı anda bana sarılıyorlar, annem canımmm diyorlar

Daha ne ister ki insan....

8 Eylül 2009

20 AYLIK KUZULAR



20 aylık kuzular

  • artık minik ponyler gibi koşturuyorlar
  • kollukları ile denizde yüzmeye başladılar (havuza sokmadık)
  • kendileri soyunabiliyorlar, giysilerini seçiyorlar, pijama altları ve pantalonlarını kendileri giyebiliyorlar
  • gayet başarılı bir biçimde yiyip içiyorlar, çorba içerken ki ciddiyetlerine hayranım :)
  • oje sürüyorsam veya makyaj yapıyorsam kendilerine de istiyorlar, kız kısmısı ne de olsa :)(yok öyle birşey tabiki..)
  • peluş oyuncakların hepsi bir kenara atıldı, mutfak takımları ile oynanıyor artık..
  • masa hazırlamaya yardım ediyor, kendilerinden iki kat büyük süpürgelerle yer süpürüp silmeye çalışıyorlar (bkz yukarıdaki kız kısmısı bölümü:)
  • nasıl anlıyorlarsa katkı maddesi olan şeyleri yemiyorlar (hazır çorba vs...) bir iki kere denedik yalnızca normalde hep ev çorbası içiriyoruz.
  • meyve-sebze seviliyor allahtan
  • canımmm ve tamam en çok kullanılan kelimeler, hayır kelimesine daha başlamadılar şükür
  • kara kuzumun parmak emme sorunu halen sürmekte, nasıl vazgeçirebileceğimi bilemiyorum


Böyle işte....




8 Haziran 2009

KOKOŞUM BENİM

Anladım ki kokoşluk doğuştan gelir

Benim tatlı 17 aylık ak kuzum, annesinin yüzüklerini takıp geziyor, babasıyla gezerken vitrinlerden kendine yüzük seçiyor :)
Ayakkabı tutkumuzda var, özellikle sarı ayakkabılara bayılıyor.
Sabah kalktığında önce "akka"larım diyor :) Nur tanesi...
Minik ayaklarına ayakkabılar alınıyor

Kara kuzum ise kitapları seviyor, kitap istiyor. Bir tanesi...
Kitaplar alınıyor, koltuğa uzanıp bakıyor

Şimdiden belli ne kadar farklı oldukları....

29 Mayıs 2009

KIZIM

Ağlayarak uyanıyor iki gecedir, sonra da uyumak istemiyor...

Bu sabah işe gitmek için evden çıkarken ben uyanıktı, benden sonra ananesinden istemiş, dışarı çıkmışlar, sokaklarda dolaşmak istemiş, dolaşmışlar, yedek ayakkabısını da torbayla yanına almış...

Beni mi aradı acaba....

Üzülüyorum ve özlüyorum...

25 Mayıs 2009

17 AY

Çok zaman oldu yazmayalı, dedikleri gibi devamlı yazmayınca kopmaya başlıyor insan. Yazayım dedikleri de uçup gidiyor aklından.




Kuzular iyice büyüdüler, saçlar uzadı, minik atkuyrukları bile yapabiliyoruz. Dişler çıktı Ak kuzumun daha fazla, bir alt köpek dişleri kaldı neredeyse, vampir gibi dolaşıyor, kara kuzum beş tanesini aynı anda çıkarmak üzere. İkisinin de sağlıkları çok iyi maşallah, koşup oynamaya bayılıyorlar, tabi ikisi de ayrı yönlere koştuklarından yakalamak zor oluyor.




Bakıcı bulamadık, beş aydır annemdeyiz, neneneleri bakıyor kuzularıma ben işteyken. Çok yoruyorlar nenelerini. Ama otoriteyi kurmuş anneciğim, bir baktı mı, ikisi de susup kafayı öne eğiyorlar, ben yaptım mı dalgalarını geçiyorlar. Hani parmak sallarız ya hayır yapma diye mesela, minik parmakları onlar sallıyorlar bana :)




Doktor muayenelerinde herşey yolunda, diş çıkarma döneminde kilo verir çocuklar dedi doktorumuz ama bizimkiler kilo almış maşallah.




Günler akıp gidiyor, hızla büyüyorlar :((




6 Şubat 2009

13, AY

13 aydır bu dünyada bebelerim :)


Son bir ay içinde iki kaza atlattık.

Kara kuzum alt değiştirme masasından düştü onu daha önceki postumda yazmıştım.

Ak kuzum da bir kaza geçirdi; yerlerin buz tuttuğu bir cumartesi sabahı ikisi birden babasının kucağındayken babacığın ayağı kaydı, üçü birden yere düştüler. Kara kuzuma birşey olmadı ama ak kuzum kısa bir baygınlık geçirdi. Çok korktum, hemen hastaneye gittik. 6 saat müşahade altında tuttular, çok şükür ki birşey çıkmadı. Tabi babacık bir daha ikisini birden aynı anda kucağına almaya tövbe etti.


Şimdi ikisi de iyi maşallah. Yalnızca havaların dengesizliğinden hafif bir burun akıntıları var. Serum fizyolojik ve C vitamini desteği ile geçirmeye çalışıyoruz.

Ak kuzum bir de azı dişlerini çıkarıyor hem üstten hem alttan, onun acısını çekiyor. Gece uykusunda inliyor bebeğim.


Oyun grubuna gidiyoruz; ben oldukça yararlı olduğunu düşünüyorum. Arkadaşları ile paylaşmayı ve ortak oyun oynamayı öğrendiler ancak bu evde işe yarıyor mu? Hayır :) Birbirlerinin ellerindekini isteyip kavga etmeye başlıyorlar.


Yeni kelimelerimiz

Aadun babamızın ismi
Ne soru ifadesi ile
ditti gitti
kuş ku
karga kaga
gak ga


İkisi de pıtır pıtır yürüyorlar, kim bana yapınca da aynı anda üstüme doğru koşup kucağıma atlıyorlar.


Pazartesi doktor kontrolündeydik. Tam gelişimlerindeler maşallah. Artık tüm sınırlamalar kalktığı için bizimle aynı yemeği yiyorlar (az tuzlu yapıyoruz yemekleri tabi), kaşık kullanıp bardaktan su içiyorlar ama çatal vermeye henüz cesaret edemedim.


İşte böyle....


12 Ocak 2009

DÜNYAYA İKİZ BAKIŞ

Aşağıdaki hikayeyi www.psiko-dan sitesinde gördüm. Çok hoşuma gitti.

"Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri her şeyden habersizmiş. Haftalar birbirini izledikçe onlar da gelişmişler. Elleri, ayakları, iç organları oluşmaya başlamış. Bu arada, etraflarında olup biteni fark etmeye başlamışlar. Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları artmış. Birbirlerine hep ayni şeyi söylüyorlarmış: "Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi? Hayat ne güzel şey be kardeşim!"

Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyulmuşlar. Öyle ya, hayatin kaynağı neymiş? İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıkmış. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini tespit etmişler. "Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan her şeyi gönderiyor."

Artık aylar birbiri ardınca geçiyor, ikizler hızla buyuyor, diğer bir deyişle "yolun sonu"na yaklaşıyormuş. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terk edeceklerinin işaretlerini almaya başlamışlar. Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başlamışlar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sormuş:
"Neler oluyor? Bütün bunların anlamı nedir"

Öteki daha sakin ve aklı başındaymış. Üstelik, bulundukları bu dünya çoğu zaman ona yetmiyor; duyguları daha geniş bir alemi arzuluyormuş. O cevap vermiş: "Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor."

Ve eklemiş: "Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz."

"Ama ben gitmek istemiyorum" diye haykırmış kardeşi. "Hep burada kalmak istiyorum." "Elimizden gelen bir şey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır." "

Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir ki?" diye cevaplamış öteki.
"Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana? Hem, bak bizden önce başkaları da buraya gelmiş ve sonra da gitmişler. Hiçbirisi geri gelmemiş ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu söylesin. Hayır, bu her şeyin sonu olacak." Bütün bunları söyledikten sonra eklemiş:

"Hem, belki de anne diye bir şey de yok!"

"Olmak zorunda" diye itiraz etmiş kardeşi. "Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki?"

"Sen hiç anneni gördün mu?" diye üstelemiş öteki. "O belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk."

Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçmiş. Sonunda doğum anı gelmiş çatmış. İkizler dünyalarını terk ettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve sevinçten ağlamaya başlamışlar.

Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeymiş.

(Anthony de Mello'dan) "

9 Ocak 2009

İLK DOĞUMGÜNÜ


Kuzularım dün ilk yaşgünlerini kutladılar. Nasıl da çabuk geçti zaman...
Aile arasında minik bir kutlama yaptık. Mumları beraber püfledik, pastalarının kekinden de biraz tattılar, biraz balonları ile oynadılar, sonra da uykuları geldi yattılar.
Allah sizi nice senelere eriştirsin, sağlıkla sıhhatle meleklerim :))

2 Ocak 2009

KÖTÜ BİR GÜN

2008in son gecesi kötü bir gece oldu benim için.

Kara kuzum alt değiştirme masasından düştü.

Tutamadım...

Islak mendil almak için bir saniyeliğine arkamı dönmüştüm ki kendi etrafında dönüp yere uçtu, yüz üstü düştü.

Allahıma şükür bir şey olmadı. Yüzünün sol yanını çarpmış, elmacık kemiği ile alnı morardı. Başka bir şeyi yok, iki gündür gayet iyi.

Ödümüz patladı tabii, onun da benim de...

Allahım bir daha gösterme bu üzüntüyü bize. 2009 hepimize yalnızca mutluluk, sağlık ve huzur getirsin

23 Aralık 2008

Büyüdük biz :))

Sonunda işe döndüm ve yazmaya zaman bulabildim, evde bilgisayar vardı ama kızların başından ayrılamadığım için bir türlü yazmak kısmet olmadı.

Bu arada altı ay geçti, kuzularım da kocaman oldu, iki hafta sonra bir yaşına girecekler. Çok güzel geliştiler maşallah.
Ece önce dizleri ve kolları üzerinde süründü, sonra emeklemeye başladı, 9 aylıkken ayağa kalkıp sıralamaya başladı, şimdi birkaç adım atıyor sonra kendini yere bırakıyor
Merve yuvarlanarak gezmeyi tercih etti, 10 aylık olduğundan beri emekliyor ve ayağa kalkıyor, koltuk kenarlarında sıralıyor, adım atmaya henüz cesareti yok kuzucuğumun
Her ikisi de uzun süre ayakta durup oyuncak almak için vs eğilip kalkabiliyorlar

Müziği çok seviyorlar, önce Ece bir müzik duyduğunda oynamaya başlıyordu, Merve el çırpıyordu, şimdi ikisi de el çırpıp oynuyorlar, tempolu müzikleri çok seviyorlar

Yemekte bayağı bir ilerledik, artık ekmek parçaları vs inci dişlerimiz ile çiğneyebiliyoruz, tabaktan aldığımız küçük mama parçalarını bir güzel yiyebiliyoruz. Sularını suluktan içmeyi tercih ediyorlar, henüz bardağa geçemedik.

Anne, kedi, geldi, ver, gel, dede en sık kullandığımız sözcükler, bu arada bol bol konuşma çalışmaları da yapıyoruz (çoğu henüz anlaşılmasa da :)

Bir oyuncak kutumuz var önce bir güzel boşaltıyoruz, sonra bazı oyuncaklarımızı geri koyup tekrar çıkarıyoruz.

İkisi de perde arkasında saklanmayı çok seviyor, cee e oynuyoruz.

Oyun grubuna da başladık bu arada, şimdiye kadar yalnız birbirleri ile oynadıkları için ilk derste biraz huysuzlandılar ama kısa zamanda alışırlar umarım.

Uyku saatlerimiz pek düzene giremedi, bundan sonra hayırlısı ile. Bu güne kadar kuzularıma kendi başıma baktım, bir bakıcı bulmak mümkün olmadı. En son alternatif annem bakacak, ona bir yardımcı tutacağım. Ben de kızlarla annemde kalacağım tabi oradan işe gidip geleceğim, hafta sonları evimize gideceğiz.

Dün ayrı geçirdiğimiz ilk günümüzdü, burnumda tüttüler bütün gün, ayrı kalmak çok zor geldi. Akşam eve gittiğimde yedim bitirdim kuzularımı

Aşağıda yer hareketleri yaparken ki hallerini görüyorsunuz :)

21 Temmuz 2008

6.AY DA BİTTİ

Tatilden döneli iki hafta oldu. Su gibi'ye yazdığım gibi 12 saatlik bir yolculuk yaptık, ben bizimkilerin araba koltuklarına eski bir çarşafı ikiye kesip kılıf yaptım, emniyet kemeri parçaları için de delikler açtım, çok rahat oldu hiç terlemediler, kafa koruyucusuna da tülbent koydum, arada nemlenince değiştirdim. Oyuncakları sırayla çıkardım çabuk sıkılmasınlar diye, bir de bir buçuk saatte bir besledim. Uslu durdu kuzularım ara arada uyudular. Ancak son saate doğru artık sıkıntıdan mızmızlanmaya başladılar. Olacak tabi o kadar artık. (Ben arkada iki koltuğun arasındaki daracık yerde o kadar saatte bittim tabi:) Dönüşte de aynı prosedürü uyguladık, üstelik bir de İzmir'e uğradık.


Bodrum'da bir hafta bir tatil köyünde kaldık, oradan Marmaris'te kaynımın evi var oraya geçtik. İkisi de müthiş sıcaktı tabii. Kuzular gündüzleri özellikle Marmaris'te sıcaktan fenalık geçirip isilik döktüler. Hep evde oturmadık, hazır altımızda araba varken Göcek, Ölüdeniz, Bozburun, Hisarönü vs gezdik. Kızlar da beş buçuk aylıkken seyyah oldular böylece.

Bodrum'da ayaklarını denize soktuk pek hoşlarına gitti(6 aydan önce denize tam sokmayın dedi doktorumuz). Hanımefendiler ayrıca kendilerine özel şezlong istediler, belirtirim.

Geçen hafta tatil sonrası kontrolümüze gittik. Aşılarını oldular, kahvaltıya başlama direktifi aldık, yavaş yavaş tattırıyorum ama bizimkiler pekmezi pek sevmediler galiba ne yapsam acaba?
Gün geçtikçe büyüyorlar, halının üzerine yorganı serip üzerine yatırıyorum, oyuncaklarını da yanlarına veriyorum, mutfağa kadar gidip dönüyorum ve bir bakıyorum ki biri yuvarlana yuvarlana kapıya gelmiş, diğeri sehpanın altına girmiş veya birbirlerinin elindeki oyuncağı almaya uğraşıyorlar, minik kuzularım benim

8 Haziran 2008

5 AYLIK OLDUK- EK BESİNLER


Kuzularım bu gün beş aylık oldular. Son bir ayda gösterdikleri gelişme inanılmaz bence.

Ben 39. haftada doğum yaparak en uzun ikiz hamileliklerinden birini yaşamayı başardım, minyon bir yapım olduğundan son hafta artık yürüyemiyordum.Miyadında olmasına rağmen Ececiğim, ak kuzum, 2 kilo 330 gr Merve, kara kuzum, 2 kilo 650 gr doğdular. Miniciktiler geldiklerinde dünya güzellerim. Dün doktora beşinci ay kontrolüne gittik, tartıldılar, ak kuzu 6 kilo 900 gr, kara kuzu 7 kilo 40 gr olmuş, bu çok iyi bir gelişme dedi doktorumuz. Psikomotor gelişimleri de çok iyi imiş, hatta Ece ayının ilerisinde Merve tam ayının özelliklerindeymiş. Pnömokok aşılarını da yaptırdık böylece rotavirüs dahil şimdiye kadar gerekli tüm aşılarını olmuş oldular. Kusmaları çok olduğundan bir de idrar tahlili istedi doktor, kız çocuklarından idrar örneği almak zormuş ama benim fıstıklarım bir saat içinde verdiler örnekleri maşallah. İki hafta sonra Bodrum'a tatile gideceğimizden doktora gerekli soruları sorduk; şapka güneş gözlüğü takacaklar(şapka kolay da güneş gözlüğünü nerden bulacağım), 50 faktörlü güneş kremi sürülecek (biz sebamed ürünlerinden memnunuz, kremi de ondan aldık), denize girmeyecekler ancak ayaklarını sokabileceğiz(denize girmek için sınır 6 aymış, bizimkiler o tarihte beş buçuk aylık olacaklar).Arabayla gideceğiz, ben arkada iki koltuğun arasında oturacağım için her tarafım tutulacak muhtemelen.


Ek besinler konusu ile ilgili olarak, doğumdan sonra gelen ilk sütüm ikizlere yetmediği için süt yanında aptamile başlatmıştı doktor, hala da devam ediyoruz ancak mama sayısını gittikçe azalttık çünkü sütüm çoğaldı maşallah(üstelik iyi beslenip fazla su da içemiyorum, önceden belirttiğim gibi tek başıma bakıyorum kızlara ve onlardan hiçbir şeye vakit kalmıyor), elimden geldiğince meyva yemeye ve humana still tea içmeye çalışıyorum, protein ve kalsiyumu yeterli alıyorum. 4. ayın sonunda doktor meyve suyu, yoğurt ve pirinç unu mamasına başlatmıştı, bu ayda sebze çorbalarına ve pürelerine başlıyoruz. Tarhana, ezogelin, yayla çorbası, sebze çorbası verebilirmişim tabi tuzsuz olarak, sıvı yağ ekleyebilirmişim, sebze püreleri için de kabak, patates, havuç vs haşlayıp blenderden geçirerek verebilirmişim, yoğurdu kendim mayalıyordum, babymix verebilirmişim.


Tabi bizimkilerin ikiz olmalarına rağmen huyları farklı, biri meyve suyunu öbürü çorbayı daha çok yiyor, bir yoğurda öbürü pirinç unu mamasına surat buruşturuyor. Ama ikisi de hala meme emmeye bayılıyorlar allaha şükür.


Uyuyorlar şu anda, masum meleklerim benim.


Bu ayda çıngıraklı oyuncaklar yeterli imiş, bende huysuzun bahsettiği çıngıraklı çoraplardan aldım. Ececim bayıldı, ayağında çorap tutmayan hatun şimdi ayaklarını sallamaktan kendini alamıyor. Mervecim elde sallanan çıngırakları tercih ediyor.


Hala bizim odamızda ancak kendi beşiklerinde yatırıyoruz. Sabah yanıma alıyorum sırayla,meme emdikten sonra bana dönüp yüzümü okşamaları benim için dünyaya bedel.


Şimdi gidip akşam mamalarını hazırlayayım kuzularımın...




*Koyubeyazım, bloguna giremiyorum, mahsuru yoksa beni davet eder misin?

8 Mayıs 2008

KUZULARIM 4 AYLIK

Büyüyüverdiler birden...
Her günleri birbirinden farklı, ikisi birbirinden çok farklı, benim tatlı kuzularım.Allah onlara ve bütün diğer kuzulara güzel yazılar yazmış olsun inşallah ........



16 Nisan 2008

AK KUZU İLE KARA KUZU

İşte benim ak kuzum ile kara kuzum :)

Soldaki esmer Merve kızım sağdaki kumral Ece kızım, Merve babası tarafına çekmiş Ece bizim tarafa
Şu anda oyun minderinde birbirlerinin ellerini yiyorlar , dişleri kaşınmaya başladı da
Merve kızım sakin ama maması istediği an gelmedi mi basıyor çığlığı, Ece kızım geveze durmada konuşuyor
Ecemde kolik vardı başta ama şimdi geçti rahatladık bol bol gaz çıkarıyoruz. Mervemde öyle sorun yaşamadık allaha şükür
Zaman çok çabuk geçti, haftaya üç buçuk aylık olacaklar. Ben 6 ay izin aldım mecburen iki bebeyi bırakıp nereye gidecen
İlk gülümsemelerine kahkahalarına, birbirlerini tanımalarına şahit olmak çok güzel
Tek başıma bakıyorum kızlarıma, çok zor çok

Maşallah benim cici kızlarıma

29 Şubat 2008

Zaman ne çabuk geçiyor

Kızlarım 08,01,2008'de dünyaya geldiler. Ve çabucak büyüdüler. Gülümsediklerini görmek bir ömre bedel



Henüz internet bağlantısı kurulmadı evimize, bu postu iş yerinden yazıyorum. Bağlantı sağlayınca detaylı olarak yazacağım

Not:Fotoğraf makinesini ayarlayamadım, o yüzden tarih 2003 gözüküyor, aslında iki hafta oldu.

9 Kasım 2007

İZİN ZAMANI

Pazartesi izne çıkıyorum hayırlısı ile :)

En kısa zamanda yazmaya çalışacağım

22 Ekim 2007

28. Hafta

Eveet 28. haftayada geldik sonunda.
Ekim başında şeker testine girdim. 50 grlık olanının sonucu 159 çıkınca ertesi gün 100 grlık olanını yaptırdım. Allaha şükür bu testin sonuçları normal çıktı. Anladığım kadarıyla karbonhidrad entoleransım varmış, karbonhidratı azalttım, şeker de kullanmıyorum. Birkaç hafta içinde tokluk kan şekerimi ölçtüreceğim. Umarım artık bir problem çıkmaz.

Alışverişe başladım, çok zevkliymiş, kokoş kızlarımın bir süre rengarenk giyeceği var şimdi, yalnız pembe hariç. Hiç sevmem pembe rengi, nereye gitsem kız mı erkek mi deyip pembe takımlar çıkarıyorlar, istemiyorum kardeşim... Turuncular, kırmızılar, yeşiller, maviler giydireceğim ben kızlarıma :) Biberon, emzik, krem giysi gibi Bebe çeyiz sarayından yaptım alışverişi, rahat ve hesaplı oldu. Büyük parçalar için ayrıca alışverişe çıkacağız. İlk birkaç ay park beşikte yatıracağım kızları, onun için şimdilik oda yapmıyoruz.


Birer kilo oldu bizimkiler bende 27 haftalık iken 32 haftalık ölçülerinde oldum. Artık ne doğru dürüst oturabiliyorum, ne de yürüyebiliyorum, hemen ya belime ya kalçalarıma yada baldırlarıma sancı giriyor. Bu yüzden çalışmak da çok zor olmaya başladı. Magnezyuma başladım geçen cuma ancak henüz bir yararını görmedim. Umarım işe yarar. Alllahtan üç haftamız kaldı iş yerinde sonra dinlenebileceğim inşallah allah kısmet ederse. 30. haftada çıkacağım izine. Çoğul gebeliklerde izin süresi doğum öncesi 10 hafta imiş.

Her konuda tavsiyelerinizi bekliyorum ...

20 Eylül 2007

23. HAFTA

Daha önceki postumda da belirttiğim gibi herşey yolunda. Eylülün beşinde detaylı ultrason için perinatalogumuza gittik veee sürpriiiz:) Ömer'imiz Ömer değil Ece imiş, iki prensesimiz olacak, ikisi de kızmış, kendi doktorumuz da olasılıklı söylemişti zaten. Babamız biraz üzüldü bu duruma ama yapacak birşey yok.



Erkeklerin bu soyumuz yürüsün merakını da hiç anlamıyorum



Sonuç olarak, detaylı ultrasonda herşey normal çıktı. Herbirinin organları, boyları kiloları normal tek bebek boyutunda ama benim göbeğimin büyüklüğü iki katı tabii. Perinatalogumuz bize bir tanesinin üç boyutlu resmini de verdi, gülümsüyordu dilber kız. Diğeri hiç yüzünü göstermedi, poposunu döndü hep. Şimdi kıpır kıpırlar; hareket etmediklerinde paniğe kapılıyorum. Bu herşeye endişelenme sendromu bütün hamilelerde var sanırım ama başlangıçta çok şey yaşayınca daha da korkuyor insan.



Geçen hafta kendi doktorumuz rahim ağzı boyunu da ölçtü, o da oldukça iyi; 4,90cm. İki hafta sonra şeker yüklemesi testi ve hemogram yapılacak. Şeker testi zor birşey mi acaba?

Seni 32. haftada izne çıkaralım, daha sonrası zor olur dedi doktorumuz. Bu bağlamda ben de daha da ağırlaşmadan bayramdan sonra alışverişe çıkmak niyetindeyim. Hastane çıkışı ve ilk üç ay için neler almamı önerirsiniz? Malum herşeyden iki adet alınacak.



Seviyorum hamile olmayı ben...

20 Ağustos 2007

ÖMER İLE MERVE



Tatilimiz yaptık geldik ve 17. hafta randevumuza gittik. Doktorumuz cinsiyetlerin tam kesin olmasa da belli olduğunu söylediBunlar bizim kafadarlar :)
Ömer'im, sakin oğlum, kendi halinde takılıyor meleğim:)
Merve'm, yaramaz kızım, fırıl fırıl dönüp bir türlü ölçü aldırmadı doktora da neden sonra doktorumuz kameraya poz verirken yakaladı bizim iskeletoru:)

O hafta Ömer 165, Merve 155 gr idiler, şimdi daha da büyümüşlerdir, artık göbeğimden ayak parmaklarımı göremediğime göre :)


Kardeşimde down sendromu olduğu için bende kanda genetik tarama testi yapıldı ve sonuçlar allaha şükürler olsun temiz çıktı. Her iki doktorumuz da amniosentez'e gerek olmadığını söyledi. Allah kısmet ederse, Eylül'ün ilk haftası detaylı ultrasona gireceğiz, hiçbir problem çıkmaz inşallah, hayırlısı ile.
Bu arada ben de 4 ay itibari ile aşağıdaki boyutta idim tatilde:


8. ayda ne olacağım bilemiyorum.

Tatil için biz Bodrum'a gittik, dönüşte kaynımın Marmaristeki evine de uğradık. Ama ben Marmaris'i sevmedim, çok sıcak geldi. Bodrum'un enerjisi de, havası da çok daha güzel fikrimce.


Gene de giderken ve dönerken gördüğümüz Gökova manzaraları muhteşemdi

Bu arada bir önceki postuma yorum bırakan arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Destekleriniz bana çok yardımcı oldu ve oluyor.

İki haftadır blogger ile sorun yaşıyorum, girmekte zorlanıyorum, yazamazsam merak etmeyin...

26 Temmuz 2007

Her şey yolunda

Daha önceki postumda 28 veya 29 Haziran tarihinde operasyon yapılacağını belirtmiştim. 29 Haziranda doktora gittik, 9 Temmuzda gelmemizi istedi. Bu arada 2 Temmuzda ciddi bir kanama başladı, çok korktum, doktorumu aradım hemen, muayene etti plazentalardan birinde kanama başladığını dinlenmem gerektiğini yalnızca yemeğe ve tuvalete kalmamı söyledi. 9 Haziranda diğer doktora gittiğimizde kanama nedeniyle bu işlemi yapamayacağını, ertesi hafta gelmemizi istedi ve 16 Temmuzda işlem yapıldı. Yüreğimiz acıdı ve acımızı dışa vurduk.

Şimdi iyiyiz , iki bebe de ben de, bir haftada bir kat uzamışlar, 16 Temmuzda 7,11-7,10 cm iken bu salı 16,5 ve18,9 cm olmuşlar, umarım problemsiz ve hayırlısı ile büyürler ve dünyaya gelirler.

Bu arada söylemek istiyorum ki, doktorlar Tanrılık taslamıyorlar, onlar bizim önümüze istatistikleri koyuyorlar, karar vermek her zaman ailenin elinde. Ben hepsini birden kaybetmek istemedim çünkü 7. haftadan beri kanamalarım olduğu için bu olasılık vardı. Ama şu son bir haftadır iyiyiz, herşey yolunda

Haftaya bebelerimiz ile ilk tatilimiz yapacağız ondaki sonraki hafta 17. hafta randevumuza gideceğiz. Umarım bu sıcaklar çarpmaz hiçbirimizi...